Yapmıyorsan istemiyorsundur...

Yapmıyorsan istemiyorsundur...

8 Haziran 2016 Çarşamba

Koşu donanımları üzerine...

Herkese esenlikler,

Bu yazıda uzun zaman önce yazmak isteyip de yazamadığım diğer bir konuya değineceğim: koşu donanımları. Daha önce ayakkabılardan bahsetmiştim. Şimdi sırada, kulaklık/mp3 çalar, gözlük, saat vb. var. Hepsini bir yazıya sığdırabilir miyim bilemiyorum ama önce bir başlayalım...

Koşarken kullandığım donanımlar ve bu donanımları seçerken dikkat edilmesi gereken (bence) noktaları aşağıda açıklamaya çalıştım. Umarım işinize yarar..


Müzik Çalar ve Kulaklıklar


Bence donanımların en önemlilerinden biri. Özellikle benim için. Çünkü ben yaptığı her işi müzik dinleyerek yapan bir kişiyim. Böyle olmasaydı bile, uzun koşularda kişinin aklını koşması gereken uzunluğun baskısından uzaklaştırmak için müzik çok önemli bir unsur. Günümüzde kişiler müzik dinlemek için çoğu zaman telefonlarını kullanıyorlar. Ben de müzik arşivini telefonunda saklayanlardanım. Ancak bu iki gereksinimi daha beraberinde getiriyor: Birincisi kulaklık, ikincisi ise telefonu taşıyabilmeniz ve sabitlemeniz için kol bandı. 


Kulaklıktan başlayacak olursak, kablolu ve kablosuz olmak üzere iki seçenek var. Daha da çeşitlendirecek olursak, kulak içi, kulak etrafı ve kulağa asmalı modeller var. Yıllar içerisinde bu saydıklarımın hepsini, hem de birçok farklı markadan deneme fırsatım oldu. Şimdi biriktirdiklerimi aktarıyorum.


Benim kulağımın anatomik yapısından ötürü kulak içi modeller bana uygun değil, 30 saniyede bir çıkıyorlar ve yeniden yerine takmam gerekiyor. Dolayısıyla kablolu veya kablosuz, kulak içi modeller bana göre değil. 


Kulağa asmalı (kulak üstü de diyorlar) modellerden şimdiye kadar kullandığım en iyi kulaklık Philips SHS4700. 


Bu ürün fiyatına göre şaşırtıcı derecede iyi bir ürün. Ama buradan kastım inanılmaz baslar veya ses şiddeti değil. Kulağınızın içine giren ter damlaları istemiyorsanız ve benim gibi kulak içi kulaklıkla size göre değilse tam sizlik. Takın ve unutun.


Dediğim gibi, kulaklık seçimi, kulağınızın anatomik yapısıyla doğrudan ilintili bir konu. Yukarıdakine benzer birçok kulaklık bulabilirsiniz. Ama buldunuz diyelim, diğer bir sorun ortaya çıkıyor o da müzik çalar seçimi ve bu müzik çaları bedeninizde nasıl sabitleyeceğiniz. Çünkü cebinize koyduğunuz durumda her adımınızda sallanacak ve sizi rahatsız edecek. Hele bir de bunun telefon olduğunu düşünün. Koşu kemeri veya kol bandı buna bir çözüm olabilir. Ama fazladan taktığınız her bir unsur mesafe uzadıkça özgürlüğünüzü kısıtlama yönünde bir etki yapıyor. Bir de şarkı geçişi yapmak istediğinizde her defasında telefonu veya müzik çaları koyduğunuz yerden çıkarma derdi var.  


İşte birçok deneme yanılmadan sonra ben huzuru Sony Nwz-ws613'de buldum. 


Bu ürünün güzelliği şurda: kulağınızda asılı olarak duruyor ve ağırlığını hissetmiyorsunuz. Hem bluetooth kulaklık hem de mp3 çalar. Dolayısıyla ayrıca bir mp3 çalar taşıma derdini ortadan kaldırıyor. Diyelim ki mp3 çalarınızı kullanmak istediniz o zaman da kulaklık olarak kullanabiliyorsunuz. Sıkı durun, ürün su geçirmez. Bu da şu demek, yüzerken ve duş alırken de kullanabilirsiniz. Koşunun sonlarına doğru elinizi kulağınıza bile götürmeye gücünüzün kalmadığı durumlarda ise yüzük şeklinde tasarlanan uzaktan kumandasını kullanarak şarkı geçişi yapabilirsiniz. Ha bir de mikrofonu olduğu için konuşma da yapabilirsiniz. Ses kalitesine gelince, dengeli bir sesi var. Ama güçlü baslar beklemeyin. Ben yaklaşık 6 aydır kullanıyorum. Ve şunu söyleyebilirim ki, gerçekten hepsi-bir-arada bir ürün. En önemlisi ise koşarken sizi özgür hissettiriyor ve bu paha biçilmez.

Gözlük

Açık havada koştuğunuz zaman güneş gözlüğü çok önemli bir gereksinime dönüşüyor. Tabi gözlük çoğu zaman estetik kaygılarla alınan bir donanım. Ancak ben burada işimi görecek en ucuz ve en işlevsel olanı seçmekten yanayım. En ucuz ve işlevsel deyince de benim aklıma hemen Decathlon ve ürünleri geliyor. Decathlon'un, sporun nasıl daha ucuza yapılabileceğini göstermesi hakkında çok uzun konuşabilirim. Ama konuyu saptırmadan gözlüğe dönelim. Benim kullandığım ürün Orao. İşin güzel tarafı koşu haricinde gündelik kullanım için de gayet uygun.




Koşu Saati

Sıra geldi ayakkabılardan sonra en önemli bileşene. Gerçi böyle deyince de sanki saatsiz koşulmaz gibi bir anlam çıkıyor. Elbette ki saatsiz de koşulur. Ancak hedefler uzadıkça (yarı maraton, maraton, ultra maraton) bedeninizin ne durumda olduğu ve koşma istatitistikleriniz herşeyden önemli hale geliyor. 

Eskiden koşu saatleri, adım sayınızı ve GPS sayesinde de kat ettiğiniz mesafeyi ölçerlerdi. Sonra göğüs bantlı saatler sayesinde nabız ölçümü de mümkün oldu (ki hala en güvenilir yöntem bu). Son 2 senedir, bilekten nabız ölçen saatler piyasaya çıktı. Bu göğüs bantlı modellere göre önemli bir devrim çünkü kabul edelim ki göğüs bandı ile koşmak pek de güzel bir duygu değil. İlk nesil bilekten nabız ölçen saatlerin ölçüm doğruluğu oldukça sorunluydu. Ben bu vagona Garmin Forerunner 225 modeli ile atladım. 


Garmin 225


Başlangıç seviyesi için çok iyi bir saat. Kapsamlı incelemesini yukarıdaki bağlantıda bulabilirsiniz. Ve benim için çok özel bir yeri var çünkü ilk maratonuma hazırlanırken ve maraton sırasında benim en büyük yardımcımdı. Koşu dinamiklerini ve önemlerini bu saat sayesinde öğrendim. Zaman zaman nabız ölçer uçuk ölçümler verse de en sonunda doğru ölçüm için saatin tam olarak nereye takılması gerektiğini buldum. 

Ama tabi bir süre sonra bu saatin sundukları yetmemeye başladı. Her uzun mesafe koşucusu gibi ben de gözümü triathlon ve Iron Man'e çevirdim. Bu da çoklu-sporları destekleyen bir saati gereksinim haline getirdi. Orta seviye saatlerle uğraşmaktansa bu kez kesenin ağzını açtım ve Garmin'in en üst sürümünü almaya karar verdim. Karşınızda Garmin Fenix 3 HR



Garmin Fenix 3 HR


Verdiğim bağlantıda çok kapsamlı bir incelemeyi bulabilirsiniz. Dediğim gibi ben bu blogda daha çok seçimlerimi, püf noktalarını ve kendi deneyimlerimi paylaşmaya çalışıyorum.

Garmin Fenix 3 HR'mi yaklaşık 1 aydır kullanıyorum. En kestirme yoldan söyleyeyim: çok mutluyum. Tüm spor etkinliklerimi kayıt altına alabiliyorum. Ancak şunu söylemeliyim ki, nabız ölçer, koşu, bisiklet ve tırmanmada gösterdiği başarıyı fitness tipi etkinliklerde gösteremiyor. Ama onun dışında, uyku, çıkılan merdiven, adım sayısı, kulaç sayısı gibi parametreleri kaydetmede çok başarılı. Doğayla iç içe bir yaşam tarzınız varsa pusula, yükseklik ölçer, yön bulma gibi özellikler de bulunuyor.  Buraya yazamayacağım kadar çok özelliği var ve bu tüm bunları verdiğim bağlantıda bulabilirsiniz. 

Bu saatin en sevdiğim yanı da laktik asit sınırı ve VO2max gibi ileri seviye ölçümleri de yapabilmesi. Tabi bu ölçümlerin kalitesi laboratuvar seviyesinde değil ama gelişiminizi görmeniz açısından çok değerli.


Koşu Kemeri

Açık havada koşacaksanız ve yanınıza almanız gereken telefon, anahtar, para, müzik çalar, enerji jeli vb. koyacak sıkı cepleriniz yoksa kullanmanız gereken şey bir koşu kemeri. Nedeni şu:  gevşek veya bol ceplerinize koyduklarınız koşu sırasında sallanarak sizi rahatsız edecektir. Ben su konulan modelleri pek sevmiyorum çünkü mesafeler 30 km ye yaklaştıkça fazladan her gram sizi rahatsız ediyor. Hem de ne:) 



Yukarıdaki görselde fikir vermesi açısından benim kullandığım modeli verdim. Ben aliexpress'ten almıştım ama bu ve benzerlerini her yerde bulabiliyorsunuz. Ben çözümü sizle paylaşmak istedim.

Biraz uzunca bir yazı oldu ama umarım koşuya başlamak isteyenlere yararlı olur. Daha sonraki yazılarımda bu donanımları kullanma sırasında elde ettiğim deneyimleri ve önemli bulduğum noktaları sizlerle paylaşacağım.

Esenlikler



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder